Binlerce yıldır yemek kültürümüzün büyük bir kısmını oluşturan kurubaklagiller beslenememizde önemli yer tutmaktadır. İlk aklımıza gelen baklagiller; nohut, mercimek, kuru fasulye, bakla, bezelye, börülce ve soya fasulyesidir.
Baklagillerin, besin öğesi içeriği de oldukça kıymetlidir. Proteinden oldukça zengin olan kuru baklagiller sağlıklı ve ekonomik protein kaynaklarındandır.
Hayvansal kaynaklı protein tüketimi yetersiz olan birey ya da toplumlar, protein gereksinimini karşılaması açısından kurubaklagillere beslenmelerinde yer verirler.
Baklagiller yüksek proteinin yanı sıra yüksek lif içeriğine de sahiptir. Düzenli tüketildiklerinde çözünebilir lif içerikleri sayesinde kan kolesterolünü, LDL kolesterolü ve trigliserit seviyelerini düşürücü, HDL kolesterol seviyelerini ise yükseltici etki gösterirler.
Kuru baklagillerin glisemik indeksi yani kan şekerini yükseltme hızı da düşüktür. Bu nedenle diyabet hastaları için de iyi bir besin tercihi arasında yer alır.
Ayrıca kalsiyum, demir, çinko, manganez, bakır mineralleri, tiamin, riboflavin, niasin, folik asit gibi B grubu vitaminlerini ve E vitaminini içerirler. Esansiyel bir aminoasit olan metiyoninden fakirdirler, bu nedenle tahıllarla birlikte pişirilmesi protein kalitesini artırmaktadır.
Fasulye, nohut, bezelye, mercimek, bakla gibi kuru baklagiller iyi pişirilmediği zaman sindirimi zor olabilir. Islatma tekniği uygulanmasıyla bu sorun ortadan kalkar.
Kurubaklagiller, tokluk duygusu oluşturmaları ve acıkmayı engellemeleri sonucu fazla kalori de içermedikleri için kilo koruma ve zayıflama programları için ideal bir besin grubudur.
Baklagilleri Farklı Şekilde Tüketim Önerileri
- Salatalarınıza haşlanmış nohut veya mercimek ilave edebilirsiniz
- Kuru baklagilleri blenderdan geçirip köftelerin içine koyabilirsiniz
- Nohutla fırında falafel yapabilirsiniz.
- Ara öğünlerde çiğ sebzelerle humus tüketebilirsiniz
- Çorbalarının içine ekleyebilirsiniz
Tüm bu faydalar göz önüne alındığında kuru baklagiller haftada en az 3 kez mutlaka tüketilmelidir.